Baysan Fırça
Klavuz Bant
Murat Özbey  (BAŞYAZAR)
Köşe Yazarı
Murat Özbey (BAŞYAZAR)
 

Hipermetropi

Değerli Meslektaşlarım Selamünaleyküm ,      Bir süredir sizlerden uzak kaldım. Rabbim hepimize iş telaşı versin, sağlık versin, huzur versin. Başka telaşlardan uzak eylesin.  Malumunuz buhranlı yıllar geçirmeye başladık. Her şer gibi görünende bir hayır vardır mutlaka. Her yokuşun bir inişi, Her sancının bir kutlu doğumu mutlaka vardır. Rabbim bu felaketleri hayrımıza çevirsin inşallah.       Öncelikle güzelim yurdumun ciğerini dağlayanlara bir tek sözüm var “ Siz lağım pislikleri, kanalizasyon çocukları; BAŞARAMAYACAKSINIZ.  size hayvan cinsiyle hitap etsem , hayvana hakaret olur. Siz esfel-i safilin  yani yaratılanların en aşağılığı ve en pisliğisiniz. BİZİ BÖLEMEYECEKSİNİZ. İçimize fitne, fesat sokamayacaksınız. Kenetlen ve vakur dur TÜRKİYEM.       Ayrıca Tokyo 2020 olimpiyatlarında derece yapan, göğsümüzü kabartan sporcularımızı gönülden kutluyor, şükranlarımı iletiyorum.        Değerli okurlarım her millet gibi bizlerin de eksikleri var. Önemli olan eksiği teşhis edip tedavi olabilmektir. Biz millet olarak bir hastalığın pençesindeyiz. Öyle bir hastalık ki tedavisine baş vuramıyoruz, bünyemiz tedaviye cevap vermiyor. Zaten olumlu reaksiyon göstersek bütün sorunlarımızı çözmüş olacağız. Bu hastalığı yensek hiçbir sıkıntımız, sorunumuz ve tasamız kalmayacak. Bu hastalığı yensek özgüvenimiz artacak, kendimize bir başka değer vereceğiz. Kendi kıymetimizin paha biçilmez olduğunu anlayacağız. Bunu yenmemiz lazım.        Bu hastalık öyle bir hastalık ki; beynimize, gönlümüze ve gözlerimize sirayet etmiş, tıpkı bir tümör gibi.Hastalığımızın adı; “Hipermetropi” (yakını görememe veya bulanık görme) bizler yakını iyi seçemiyor bulanık görüyoruz. Yüz metre ilerideki tabelayı okuyabiliyor  fakat elimizdeki gazeteyi okuyamıyoruz.  Kalbimiz ve beynimizde aynı derecede yakını bulanık algılıyor. Yanıbaşımızdaki değerleri, imkanları, olağanüstü güzellikleri, kabiliyetleri, yetenekleri, içtihat ve icraatleri sağlıklı göremediğimiz gibi; kendimizin yada sevdiklerimizin yaptıkları yanlışları da göremiyoruz.       İşte bu illet rahatsızlık her daim uzaktan bakmamıza ve uzaklara bakmamıza neden olduğundan, kendi imkan ve olanaklarımızı görmemize engel olduğu gibi, kendi hata ve eksiklerimizi de görmezden gelmemize sebep oluyor.        Kendi kabuğumuzda iken başkalarının hatalarını çok iyi irdeleyebiliyoruz, istediğimiz gibi tenkit ve eleştiride bulunuyoruz. Hatta çardağımızda otururken; hükümet kuruyor, ülke yönetiyor, dünya devletlerini eleştiriyoruz ya da batının ekonomi, kültür, teknoloji ve sosyal statüsüne hayranlık besliyoruz, yere göğe sığdıramıyoruz. Uzaktan bakıyoruz, davulun sesi hoş geliyor. Daima kendi içimizdeki başarıları küçümsüyoruz. Kendi yakınımızda bir ışık parlasa ona gölge yapıyoruz. Bir hüner sergilense onu küçümsemek, yok saymak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bir başarı elde edilse bunu basite indirgemek için bayağı bir efor sarf ediyoruz. Asla takdir etme, alkışlama veya onure etme gibi bir eyilimimiz olmuyor.        Tabi ki yeri geldiğinde eleştireceğiz tartışacağız, lakin benimsemediğimiz, hatalı gördüğümüz veya eksik gördüğümüz  konu veya projeyi eleştirirken o projenin alternatifini sunabilmeliyiz.         Başka şahıs veya ailelere nazaran; kendi şahsımızın veya kendi ailemizin mücadele ve başarısını,       Başka vilayetlere nazaran; kendi vilayetimizin doğasını ve güzelliklerini,       Başka devletlere nazaran; kendi ülkemizin coğrafyasını, halkını, kültürünü, gelişmişliğini, eserlerini,       Başka milletlere nazaran; kendi yazarlarımızın kapasitesini, kendi sporcularımızın başarısını, kendi ustamızın sanatkarlığını, kendi gençlerimizin fikirlerini küçümsersek; asla ve asla çağdaş ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşamayız. Bizler köklü bir milletiz. Gerçekten de “muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızda akan asil kanda mevcuttur.” O kudret, güç, kabiliyet bizlerin hamurunda, mayasında zaten var. Yakını iyi okuyabilmeliyiz.        “Kendimiz” veya “biz” dediğimiz her şeyi canımız pahasına sevmeli ve yüceltmeliyiz. Yanlışı eleştirmek her kişinin karıyken; doğruyu göstermek erdemli kişinin karıdır.        Ömür bizim ömrümüz, aile bizim ailemiz, bölge bizim bölgemiz, ülke bizim ülkemiz. Firma bizim firmamız, sektör bizim sektörümüz. Bizler hep birlikte biziz.  Bu değerlerin başkaca sahibi olmadığı gibi başka da alternatifi yok. Kıymetini bilelim. Hipermetropi , (yakını görememe) rahatsızlığından kurtulalım.      Hangi genellemeden yola çıkarsak çıkalım, hangi guruplamaya dahil edersek edelim, hangi psikoloji etkisinde olursak olalım “ biz” dediğimiz yakın mesafeyi iyi okuyalım, iyi analiz edelim ve iyi anlayıp, üst seviye kıymet verelim. Sağlıcakla kalın... Murat Özbey  Halı Yıkama Postası Başyazarı
Ekleme Tarihi: 07 Ağustos 2021 - Cumartesi

Hipermetropi

Değerli Meslektaşlarım Selamünaleyküm ,
     Bir süredir sizlerden uzak kaldım. Rabbim hepimize iş telaşı versin, sağlık versin, huzur versin. Başka telaşlardan uzak eylesin.  Malumunuz buhranlı yıllar geçirmeye başladık. Her şer gibi görünende bir hayır vardır mutlaka. Her yokuşun bir inişi, Her sancının bir kutlu doğumu mutlaka vardır. Rabbim bu felaketleri hayrımıza çevirsin inşallah.
      Öncelikle güzelim yurdumun ciğerini dağlayanlara bir tek sözüm var “ Siz lağım pislikleri, kanalizasyon çocukları; BAŞARAMAYACAKSINIZ.  size hayvan cinsiyle hitap etsem , hayvana hakaret olur. Siz esfel-i safilin  yani yaratılanların en aşağılığı ve en pisliğisiniz. BİZİ BÖLEMEYECEKSİNİZ. İçimize fitne, fesat sokamayacaksınız. Kenetlen ve vakur dur TÜRKİYEM.
      Ayrıca Tokyo 2020 olimpiyatlarında derece yapan, göğsümüzü kabartan sporcularımızı gönülden kutluyor, şükranlarımı iletiyorum. 
      Değerli okurlarım her millet gibi bizlerin de eksikleri var. Önemli olan eksiği teşhis edip tedavi olabilmektir. Biz millet olarak bir hastalığın pençesindeyiz. Öyle bir hastalık ki tedavisine baş vuramıyoruz, bünyemiz tedaviye cevap vermiyor. Zaten olumlu reaksiyon göstersek bütün sorunlarımızı çözmüş olacağız. Bu hastalığı yensek hiçbir sıkıntımız, sorunumuz ve tasamız kalmayacak. Bu hastalığı yensek özgüvenimiz artacak, kendimize bir başka değer vereceğiz. Kendi kıymetimizin paha biçilmez olduğunu anlayacağız. Bunu yenmemiz lazım. 
      Bu hastalık öyle bir hastalık ki; beynimize, gönlümüze ve gözlerimize sirayet etmiş, tıpkı bir tümör gibi.Hastalığımızın adı; “Hipermetropi” (yakını görememe veya bulanık görme) bizler yakını iyi seçemiyor bulanık görüyoruz. Yüz metre ilerideki tabelayı okuyabiliyor  fakat elimizdeki gazeteyi okuyamıyoruz.  Kalbimiz ve beynimizde aynı derecede yakını bulanık algılıyor. Yanıbaşımızdaki değerleri, imkanları, olağanüstü güzellikleri, kabiliyetleri, yetenekleri, içtihat ve icraatleri sağlıklı göremediğimiz gibi; kendimizin yada sevdiklerimizin yaptıkları yanlışları da göremiyoruz. 
     İşte bu illet rahatsızlık her daim uzaktan bakmamıza ve uzaklara bakmamıza neden olduğundan, kendi imkan ve olanaklarımızı görmemize engel olduğu gibi, kendi hata ve eksiklerimizi de görmezden gelmemize sebep oluyor. 
      Kendi kabuğumuzda iken başkalarının hatalarını çok iyi irdeleyebiliyoruz, istediğimiz gibi tenkit ve eleştiride bulunuyoruz. Hatta çardağımızda otururken; hükümet kuruyor, ülke yönetiyor, dünya devletlerini eleştiriyoruz ya da batının ekonomi, kültür, teknoloji ve sosyal statüsüne hayranlık besliyoruz, yere göğe sığdıramıyoruz. Uzaktan bakıyoruz, davulun sesi hoş geliyor. Daima kendi içimizdeki başarıları küçümsüyoruz. Kendi yakınımızda bir ışık parlasa ona gölge yapıyoruz. Bir hüner sergilense onu küçümsemek, yok saymak için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bir başarı elde edilse bunu basite indirgemek için bayağı bir efor sarf ediyoruz. Asla takdir etme, alkışlama veya onure etme gibi bir eyilimimiz olmuyor. 
      Tabi ki yeri geldiğinde eleştireceğiz tartışacağız, lakin benimsemediğimiz, hatalı gördüğümüz veya eksik gördüğümüz  konu veya projeyi eleştirirken o projenin alternatifini sunabilmeliyiz.  
      Başka şahıs veya ailelere nazaran; kendi şahsımızın veya kendi ailemizin mücadele ve başarısını,
      Başka vilayetlere nazaran; kendi vilayetimizin doğasını ve güzelliklerini,
      Başka devletlere nazaran; kendi ülkemizin coğrafyasını, halkını, kültürünü, gelişmişliğini, eserlerini,
      Başka milletlere nazaran; kendi yazarlarımızın kapasitesini, kendi sporcularımızın başarısını, kendi ustamızın sanatkarlığını, kendi gençlerimizin fikirlerini küçümsersek; asla ve asla çağdaş ve muasır medeniyetler seviyesine ulaşamayız. Bizler köklü bir milletiz. Gerçekten de “muhtaç olduğumuz kudret, damarlarımızda akan asil kanda mevcuttur.” O kudret, güç, kabiliyet bizlerin hamurunda, mayasında zaten var. Yakını iyi okuyabilmeliyiz.  
     “Kendimiz” veya “biz” dediğimiz her şeyi canımız pahasına sevmeli ve yüceltmeliyiz. Yanlışı eleştirmek her kişinin karıyken; doğruyu göstermek erdemli kişinin karıdır. 
      Ömür bizim ömrümüz, aile bizim ailemiz, bölge bizim bölgemiz, ülke bizim ülkemiz. Firma bizim firmamız, sektör bizim sektörümüz. Bizler hep birlikte biziz.  Bu değerlerin başkaca sahibi olmadığı gibi başka da alternatifi yok. Kıymetini bilelim. Hipermetropi , (yakını görememe) rahatsızlığından kurtulalım.
     Hangi genellemeden yola çıkarsak çıkalım, hangi guruplamaya dahil edersek edelim, hangi psikoloji etkisinde olursak olalım “ biz” dediğimiz yakın mesafeyi iyi okuyalım, iyi analiz edelim ve iyi anlayıp, üst seviye kıymet verelim.
Sağlıcakla kalın...

Murat Özbey 

Halı Yıkama Postası Başyazarı

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve haliyikamapostasi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.